Cinselllik evliliğin adeta ana sigortasıdır. Araştırmalar aralarında uyumlu bir cinsel ilişki olan çiftlerin olmayanlara oranla daha mutlu ve bağlı bir evlilik sürdürdüğünü göstermektedir. Sağlıklı bir cinsel birliktelikte kadın ve erkeğin yeteri kadar uyarılmış, erkeğin cinsel organının yeteri kadar sertleşmiş, kadının vajen kaslarının yeteri kadar esnemiş, gerekli ıslaklık oluşmuş, ilişkinin kontrollü bir şekilde sürdürülüp eş zamanlı olarak bir doyumun sağlanması beklenir. Bunlardan herhangi birinde bir eksiklik olursa cinsellik iki tarafın da doyum aldığı bir paylaşım süreci olmaktan çıkar. İlişki esnasında kadının vajen kaslarının kasılması( vajinismus) , ağrılı cinsel birliktelik, vajinadaki kasılmadan dolayı birleşmenin sağlanamaması, erkeğin cinsel organının yeterince sertleşmemiş olması, kadın cinsel doyuma ulaşmadan erkeğin boşalma yaşaması(erken boşalma) gibi problemler cinsel işlev bozukluğuna işarettir. Bu problemlerden herhangi birini yaşayan çiftlerden en az biri, genellikle ikisi cinsellikten yeteri kadar doyum alamaz.
Cinsellik ülkemizde tabu olan bir konudur, genellikle cinsel problemleri olan çiftler bunu kimse ile paylaşmaz veya sorunun çözümü için bir psikolog yardımı almaz. Durum böyle olduğunda bu sorunun üstü kapatılmaya çalışılır, fakat kötü bir cinsel yaşam çiftler arasındaki virüs gibidir. Bu konuda uyumsuzluk yaşayan çiftler bir süre sonra aralarındaki iletişimin bozulduğunu görür. Bu sorun ilişkiyi bitirecek kadar büyüyebilir.
Cinsel hayattan yeteri kadar doyum alan erkekler genellikle kendilerini daha özgüvenli ve daha başarılı hissederler, bu konuda problem yaşayanlar ise tam tersini hissetmektedir. Kadınlar ise kendilerini daha güzel ve daha çekici bulurlar, partnerlerinin kendilerini beğenmesi, ilişkiden doyum alması onları kendilerini daha değerli hissettirir, problemli bir cinsel yaşantıda ise tam tersini hissederler. Doğal olarak partnerlerin kendilerini daha başarılı, daha değerli, daha özgüvenli hissetmeleri hem aralarındaki ilişkinin kalitesine, hem diğer yaşamsal konulara etki edecektir.
Cinsel terapi sürecinde psikolog çiftlerin ikisi ile de görüşme yapar, sorun sadece çiftlerin birinde olsa da diğerini de etkilediği için çiftlerinin ikisinin de seanslara katılımı önemlidir. Araştırmalar cinsel işlev bozuklarının yüzde 90′ ının psikolojik temelli olduğunu göstermektedir. Problemlerin bir çoğu eksik cinsel bilgilendirmeden kaynaklandığından danışanla öncelikle cinsel bir eğitim verilir. Sorunun çözümü için terapötik teknikler kullanılarak, danışanın evde de uygulayabileceği egzersizlerle adım adım sorun çözülür. Araştırmalar terapiden en fazla verim alan ve en kolay çözüm sağlayan grubun cinsel işlev bozuklukları olduğunu göstermektedir. Eğer bu konuda herhangi bir sorun yaşıyorsunuz hemen bugün bir psikolog ile görüşünüz, cinsel hayatınızın ne kadar değiştiğini görünce siz de şaşıracaksınız.